6 yıllık "ille de ROMAN olsun!" kitap kulübü deneyiminden sonra sudan çıkmış balık (tek kalmış katil balina) gibi tüm müşkülpesentliğimi buraya dökmeye geldim. hepsi tamamen kişisel fikrimdir, herkese çamur atabilir, her kitaba aşık olabilirim. çok şey beklemeyiniz.
24 Ekim 2009 Cumartesi
Hemingway ve İhtiyar Balıkçı
Ernest Hemingway hakkında çok şey yazmaya gerek var mı bilemiyorum, bunca okurun içerisinde sanırsam ki (en azından) "Çanlar Kimin İçin Çalıyor"u ve "Silahlara Veda"yı duymayan bilmeyen yoktur (okumamış olanlara, her iki romanı da şiddetle tavsiye ederim, pişman olmayacaksınız!).
Hemingway'in karakterlerindeki (özellikle baş erkek karakter) güç ve en zor koşullarda dahi elden bırakılmayan onurlu davranma güdüsünü çok sevdiğimi öncelikle söylemeliyim. Ayrıca, belki bir başka yazar tarafından farklı şekilde yazılsa beni rahatsız edecek olan, döneme ait tüm yoksulluk, eksiklik, savaş, şiddet, vb sosyal olguları işleyişindeki "subjektif gerçekçilik"i etkileyici bulduğum da bir gerçek.
Bunları düşünerek, okumadığım tek Hemingway eseri olan "Yaşlı Adam ve Deniz" (ya da, "İhtiyar Balıkçı") de nihayet geçenlerde elime düştü ve bir gün kadar kısa bir süre içerisinde - ki kısa bir romandır zaten - biterek kütüphanemde hak ettiği yerine kavuştu.
Santiago - ki kendisi "ihtiyar balıkçı" olur - ve kitap boyunca mücadele ettiği "balık" arasındaki diyalektik ilişkinin beni çok etkilediğini söylemem lazım. Bana özellikle enteresan gelen, okyanusun ortasında, bir kayığın içerisinde, yalnız ve yaşlı ve yoksul bir adam var hikayenin çok büyük bir kısmında sadece. Ve de "görünmeyen" bir balık... Ve son derece sürükleyici, kişiyi kendini ve hayata bakışını da gözden geçirmeye, sorgulamaya itiyor.
Balıkçılıkla geçinen ancak aylardır bir balık dahi tutamamış olan Santiago, "ya hepsi ya da hiç" diyerek ve tüm gücünü toparlayarak - sanki son bir kez - denize açılır... ve "olaylar" gelişir...
Burada çok yazmak istemiyorum aslında, okumayan varsa belki okumak isteyecektir ve de her şeyi baştan bilmesi bazı sürprizleri bozacaktır, ancak son olarak şunu da söylemek isterim ki, hepimiz aslında gerçekten yalnızız - eğer kendimizle konuşmayı bilmiyorsak.
Hemingway'e bu hikayedeki sembolizm sorulduğunda kendisi "gerçek bir yaşlı adam, gerçek bir çocuk, gerçek bir deniz, gerçek bir balık ve gerçek köpek balıkları yaratmaya çalıştım. ve onları yeterince gerçekçi yaratmışsam, onlar bir çok anlama geleceklerdir" demiştir (http://en.wikipedia.org/wiki/The_Old_Man_and_the_Sea).
Beni okurken en çok düşündüren de Hemingway ve Santiago arasında olduğunu sandığım benzerlikler... Bildiğiniz gibi, Hemingway intihar ederek kendi yaşamına son vermiştir (bazıları intihar olmayabileceğini söylese de, bu ispatlanamamaktadır) ve Santiago da ancak intiharı göze alabileceklerin gözükaralığıyla "son yolculuk" olabilecek bir şeye girişmiştir.
Not: "Milli eğitim, gençlik ve spor bakanlığı talim ve terbiye kuruluşunun 27.5.1986 tarih ve 4429 numaralı yazısıyla, 1739 sayılı kanun gereği, ilk ve ortaokullara tavsiye edilmiştir." diyorlar... "100 Temel Eser" arasında yer alıyor.
Okuyunuz, okutunuz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder