11 Aralık 2009 Cuma

Gizliajans - Alper Canıgüz: ters köşeye yatırdın beni yazar!

ilk defa okudum alper canıgüz'ü.

ve genel itibariyle beğendim, gözümün önüne masasına oturmuş önüne bilgisayarını çekmiş, sigara dumanı ve masada alkol şişeleri & kahve fincanları yığılmışken yazan ve yazan ve yazan bir adam geldi (seviyorum basmakalıplarımı).

eğlendim okurken.

ileriye yönelik bir iz bıraktı mı?
yok, bırakmadı.
aman da hemen koşup diğer kitaplarını da alayım dedirtti mi?
yok, dedirtmedi.
ama bu kitaptan keyif almama engel oldu mu?
yok, asla olmadı.

hikayenin kendisiyle ve hatta okurlarıyla dalga geçen yazarları severim. samimi gelirler bana. alper canıgüz ara ara "bakın ben ne zekiyim bunu da koydum bu oyunu da yaptım şurada burada azıcık kastım ama zekamdan sual olunmaz" dedi aslında fakat yine de genel itibariyle rahatça akan, beni çok yormayan ve ara sıra da ters köşeye yatıran bir deneyim oldu gizliajans.

reklam sektörüne çok uzak ve hatta zaman zaman reklamcılara burun kıvıran bir hoppa olduğum için çok da içine girmediğimi söylemeliyim hikayenin. eminim bu sektörle, yaratıcılıkla alakalı olan arkadaşlarım okuduklarında kendilerini yakın hissettikleri detaylar da yakalamışlardır hikayenin içerisinde.



fakat uzaylı macerası, durnev hn'ın sadistik psikopatisinden kaçış planı (kadında sadistik bir psikopati olmalı ki bu kadar yol alınabilsin basitçe halledilebilecek bir durum için), prens charles'ın yardımcı aktör tadında başarısı ve musa'nın - ki yerinde ben olsam ben daha beter olurdum eminim - şaşkın şaşkın oradan oraya sürüklenmesi pek eğlendirdi beni açıkçası.

adamım şaban ve favorim müberra abla beni yarı yolda bırakmadı, kendilerini tebrik ve takdir ettim.

neşe ile okudum, tartıştım, fikirlerimi belirttim ve okunmuşlar kitaplığımda kitap kulübü rafına yerleştirdim, bir sonraki maceramıza hazırım.

rahat okunacak ve arada gülümsetecek, eski filmlere ve çeşitli şiirlere göndermelerle hoş bir çeşni olacak kitap arayan herkese tavsiye ederim.

en sevdiğim kısmı da şuraya kısaca geçeyim : atılgan peşinde geçen onca sayfa sonrasında karşımıza çıkan nesne (hadi belki biri okuyacaktır daha, benim eğlendiğim gibi onlar da eğlensin isterim, o nedenle yazmıyorum) ve orada kafamın içinde yazarın "hadi len artık daha neler amma uçmuşsun sen!" dediğini duyar gibi olmam... pek güzeldi gerçekten! :)


ille de ROMAN olsun! kitap kulübü için yazılmış bir yazıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder