10 Ağustos 2012 Cuma

T.S.Spivet'in Seçme Eserleri - Reif Larsen

enteresan bir kitap t.s.spivet'in seçme eserleri.

enteresan çünkü çok sevdim ama hiç beğenmedim. ve şimdi de nasıl anlatsam, nereden başlasam diye kıvranmaktayım. en kolayını seçerek maddelendirme yoluna gidiyorum, hiçbir şekilde objektif yorum içermeyen, tamamen kendi zevkime dair fikirlerim aşağıda bilgilerinize sunulmaktadır efendim:



ben bu kitabı sevdim, çünkü:

- acıklı olmadığı sürece (?) çocukların gözünden dünyayı görmeyi, onların ağzından aktarılan hikayeleri okumayı seviyorum. burada tabii yazara çok büyük iş düşüyor: yazarın bir yetişkin olduğunu düşünürsek, çocuk gözüyle bakmayı hatırlayabilmek ve fazlasıyla büyümüş de küçülmüş tonuna dalmadan olayları aktarabilmek pek kolay bir iş değil. bunu layığıyla yapabildiğinde yazar, bir çocuğun naif ve insanı gülümseten (bazen de yüreğini sızlatan) heyecanıyla yazabildiğinde çok zevk alıyorum okuduğumdan. romanımızın kahramanı da bir çocuk. güzel bir çocuk: hem zeki hem de çok yetenekli. başına buyruk diye de yorumlanabilecek kadar kararlı. ama çocuk. hayalleri, hayal kırıklıkları, üzüntüleri, beklentileri çocuk beklentileri. sırf bu dahi hikayesini merakla takip etmeme yetti diyebilirim.

- farklı bir kitap almış oldum elime. baskı kalitesi yüksek ve alışılmış kitap formatının dışında. illüstrasyonlarla, çizelgelerle, taslak çizimlerle, haritalarla bezeli. sayfa kenarlarında bir çok açıklayıcı not içeriyor ve "roman"ın kendisi kadar o notlar da kendi başına anlam taşıyabiliyor. inceleyerek okumayı ve okudukları detayları görsel olarak da görmeyi sevebilecekler için değişik ve güzel bir deneyim olabilir.

- spivet biraderlerin hikayesi çok içime dokundu. hüzün okumayı sevmemekle birlikte etkileniyorum ve sanırım kolay kolay unutamıyorum. büyükanne spivet'in bilimkadını olma yolundaki hikayesi de hoşuma gitti, ah bir de yarım kalmasaydı..!

gelelim madalyonun diğer yüzüne...  

ben bu kitabı beğenmedim, çünkü:

- roman okuyor olduğum fikrinden sıyrılamadım. bir romandaki olay örgüsünü gönlüme göre bulamadığım ve karmakarışık bir anlatının ortasına düştüğüm için de bocaladım. roman değil de bir başka bir şey okuduğumu düşünebilecek kadar rahatlayabilseydim, sanırım o zaman gerçekten tadını çıkartabilirdim kitabımızın ama olmadı, olamadı maalesef. bunun suçu aslında kitapta değil pek. benim fazla yoğun olduğum bir dönemde, işle ev arasında gidip gelirken okuma imkanım oldu sadece, bir de geceyarılarından sonraki saatlerde elime alabildim kitabımı ve bu nedenle de çok "keyifli" bir okuma deneyimi olamadı. aceleyle okuduğum kitaplardan zevk almam maalesef mümkün değil.

- yukarıda dediğim gibi, sabah ve akşamları yolda okuduğum için kitabı sürekli yanımda taşımam gerekti ki boyutları nedeniyle bu benim için zor oldu. kitabı sevmeme sebep olan farklılığı bu sefer büyük bir dezavantaj oldu ve böylesine "büyük" bir kitabı seçtiği için (hele bir de yanımda bilgisayar, dosyalar ve el çantası vs taşırken) erdem'in kulağını bolca çınlattım. belki de kitabı sabit bir yerde bırakıp da rahat rahat ve zamanla yarışmadan okusaydım çok daha farklı düşünürdüm, kim bilir? :)

- her ne kadar "fantastik öğeler içeren" bir kitap okuyor olduğumu aklımda tutsam da, hiçbir şekilde kafama yatmayan ve benim "aman işte oku gitsin, adam yazmış" diyerek üzerinde durmadığım kadar yazarın da "aman işte yaz gitsin, okuyan okur" diye düşünerek üzerinde durmadığını düşündüğüm kısımlar sonunda canımı sıktı. hani sanki yazarın asıl amacı bize eskiz yeteneğini göstermekmiş de yazdıkları ikinci planda, sadece bu fikri basabilmek için bir araçmış gibi geldi ve ben bir okur olarak bundan hafif çaplı bir rahatsızlık duydum. ama, dediğim gibi, adam yazmış ve biz de okumuş olduk.

- son olarak: emma'nın yarım kalan hikayesinin devamını okumak isterdim, ne güzel okuyorduk, pat diye kesiliverdi her şey! tamamıyla şımarıkça söyleyeceğim ki cidden gıcık oldum! :)

bu kitabı herhangi bir başkasına tavsiye eder miyim? emin değilim.
sevdim mi? evet.
beğenerek okudum mu? hayır.

hayat bazen çok karmaşık...



ille de ROMAN olsun! kitap kulübü için yazılmış bir yazıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder